Uyanın millet. Bizler burada kazanlarımızı kaynatırken. Birileri şu anda dağlarda canları pahasına bizlerin huzur içinde olmamız için roketlerin, mermilerin mayınların hedefi oluyor.
Onbinlerce Mehmet bugün dağlarda Terör belası ile uğraşırken, bu gün ankarada, milletin meclisinde, milletin kalbinin noktası TBMM.de yine bu milletin paraları ile teröristlere "KARDEŞİM" diyenler oturuyor.
Bu yürek sızlatıcı tabloya tabiiki hiçbir türk evladının vicdanı elvermiyor. Ama mühim olan bu tür olaylara toplum olarak tepkimizi koyabilmektir.
Yaşanan son hain saldırıdan sonra farkettik ki Toplum olarark bu acı olayları sıradan haber gibi karşılamaya başladık. Televizyonlarda verdiğimz şehitlere dair tek bir kare haber yokken bu acı günde televizyonlarda ibo şov da dansöz oynatılıyor, popstar gibi programlarda malum kişiler uzatmalı sevgilileri ile boy göstererek adeta üzerimize ölü toprağı seriyordu. Duyarlı kişiler olarak bu toplumsal olaya tepkisiz kalamazdık.
Duyarlı birer vatandaşlar olarak yapabileceklerimizden birtanesi meclise ve diğer gerekli adreslere protesto amaçlı mailler göndererek meclisi derhal göreve çağırmaktır. Onlar görevini bilmiyorlarsa bize düşen onlara hatırlatmaktır
UYANIN ey millet. Tepkisiz kalmayalım. UYUMAYALIM, UYUYANLARI UYANDIRALIM
Terörü besleyen ve teröristlere yataklık yapanlara lanet olsun.
Döktüğümüz her gözyaşı şehitlerimize DUA olsun.
Üzülerek görüyoruzki yaşadığımız son yıllarda TÜRKLÜK, TÜRKÇÜLÜK gibi sıfatları kullanmak Osmanlının Çöküşünü hazarlayan son yüz yıllarda olduğu gibi, ayıplanma sebebi olarak göşterilmeye başlanmıştır. Bu sıfatları kullanan kişilere de ırkçı, kafatasçı gibi yakıştırmalar yapılmaktadır. Oysaki TÜRKÇÜLÜK, ne Yahudi sionizmi nede Alman nasyonel sosyalizmi gibi kendi ırkının diğer dünya milletlerinden üstün olduğunu savunmamakla beraber sadece kendi kanları ile kurmuş oldukları devletlerde yaşayan azınlıklar kadar hak sahibi olabilmek için yapmış oldukları hak arama hareketinin adı olmuştur.
Son senelerde terör sorununu ortadan kaldıracak bir reçeteymiş gibi devamlı gündeme getirilen federasyon kelimesinin bazı yabancı güçler için anlamı; güneydoğu bizim TÜRKİYE ise hepimizin mantığıdır. Hem ahlaki hem vicdani olmayan bu düşünceyi bazı devletlerin kendi menfaatleri için istemelerine tabiiki bir anlam yükleyebiliriz. Bizim anlamadığımız bu yabancı güçlerin "TÜRK MİLLETİ'nin kendi ayaklarıyla mezbahaneye gidip kafalarını mezbahanedeki bıçağın altına yatıracaklarına inanmalarıdır."
Bir milletin yenilmez olduğunu savunması yaşanmış olan hiçbir tarihi gerçekle bağdaşmaz. TÜRK MİLLETİ, tarihinden beri yenilmez olduğunu savunmamıştır. Savunduğu tek şey, kafasının kesileceği yerin mezbahane değil savaş meydanı olduğudur. Her ne kadar yaşadığımız yüz yılda mezbahanelerin şekli diplomatik toplantıların yapıldığı salonlar haline çevrilmişse de bu millet her ikisinin de aynı şey olduğunu anlıyabilecek zekaya ve tarihi tecrübeye sahiptir.
Sermayesinin kimlerce finanse edildiği bilinen bazı vakıflarca, küreselleşen dünyada yapılması gereken değişimle diye milletimize yutturulmaya çalışılan şeyler, "at gözlüğü takmamış tarafsızca bakabilen herkesin" görebileceği gibi, milletimizi onursuzlaştırma çabalarıdır. TÜRKÇÜLÜK mücadelesine ille de bir anlam yüklemeye çalışan bazı kimselere önerimiz bu harekete yakıştırılacak tek sıfatın "onursuzlaştırma evrimine direnenler" olabileceğini anlamalarıdır.
Her zaman söylediğiniz gibi cömert bir millet olduğumuzudan dolayı bizden istenen her şeye olumlu cevap veririz. Toprak isteyenlerin atalarına tarihte uygun görüp verdiğimiz "İKİ METRE BOYUNDA BİR METRE ENİNDEKİ TOPRAĞI" torunlarına da mutlaka vereceğimiz bilinmelidir.
"Bir İnsanın Onuru Mensubu Olduğu Milletin Yüceliği ve Şerefiyle Eş Değerdir"
"HAYATA KORKUSUZCA BAKANLAR ÖLÜMDEN KORKMAZLAR"